ABDESTE BAŞLARKEN BESMELE ÇEKMEK
Abdest Duaları
Enes ibni Mâlik (Radıyallahu Anh) dan rivayet edildiğine göre, bir muharebede Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellemin Ashabından bazıları susuzluktan dolayı Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)den abdest suyu istediler.
Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve sellem) de (Allâh-u Teâlâ ya karşı edebe riâyet için): “Sizin her hangi birinizde hiç su var mı?” buyurdu. Biri bir kap içinde az bir su getirdiğinde Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mübarek elini o kaba sokup çıkardıktan sonra: “Bismillah‘ diyerek abdest alın!” buyurdu. Ben onun mübarek parmakları arasından suyun çıktığını bizzat gördüm, tâki orada bulunanların tamamı o mübarek su ile abdest aldılar. Hadis-i şerifin râvisi, Enes (Radıyallahu Anh “Onlar kaç kişi idiler?” diye sorduğunda “Yetmiş kadar” diye cevap verdi.
عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : « طَلَبَ بَعْضُ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَضُوءَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ هَلْ مَعَ أَحَدِكُمْ مَاءٌ؟ فَوَضَعَ يَدَهُ فِي الْإِنَاءِ يَقُولُ: تَوَضَّؤُوا بِسْمِ اللَّهِ» فَرَأَيْتُ الْمَاءَ يَخْرُجُ مِنْ بَيْنِ أَصَابِعِهِ حَتَّى تَوَضَّؤُوا مِنْ عِنْدِ أَخِرِهِمْ قَالَ قُلْتُ لِأَنَسٍ « كَمْ تَرَاهُمْ كَانُوا؟ » قَالَ «نَحْوًا مِنْ سَبْعِينَ»
(Nesat, Taharet: 62, no: 78, 1/61; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no: 12283, 3/165)
قَالَ أَبُو مُوسَى : « أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَتَوَضَّأَ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ: « اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي وَوَسِعْ لِي فِي دَارِي وَبَارِكْ لِي فِي رِزْقِي.» قَالَ : « قُلْتُ « يَا نَبِيَّ اللَّهِ! لَقَدْ سَمِعْتُكَ تَدْعُو بِكَذَا وَكَذَا . » قَالَ : « وَهَلْ تَرَكْنَ مِنْ شَيْءٍ؟ »
Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e abdest suyu getirdim, O, abdest alırken: “Ey Allâh! Benim günahımı bağışla, evimi genişlet ve rızkımı bereketlendir” diye duâ etti. Ben: “Ey Allah’ın Nebîsi! Senin şöyle şöyle duâ ettiğini duydum” deyince: “Bu duâlar hiç bir şeyi bıraktılar mı?” yani bu duaların dünya ve âhiret hususunda temas etmedikleri bir hayır kaldı mı? buyurdular.”
(Nesãî, Amelü’l-Yevmi ve’l-Leyle, no:80, 1/172; Imâm Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:16650, 4/63; Taberâni, el-Mu’cemu’l- Evsat, no:6891, 7/73)
ABDEST DUASI (ARAPÇA & TÜRKÇE OKUNUŞU)
«اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي وَوَسِعْ لِي فِي دَارِي وَبَارِكْ لِي فِي رِزْقِي .»
“Allahumme’ğfir li zenbi ve vassi’ li fî dâri ve bârik li fî rızkî.”
ABDEST DUALARI
İmâm Nevevî (Rahimehullah), “el-Ezkâr” isimli eserinde şöyle demiştir: “Abdest alırken her bir uzvun kendine mahsus duâsı bulunduğu hakkında Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem den bir hadîs-i şerîf rivayet edilmemiştir.
Ancak, fukahâ (Rahimehumullâh) abdest esnasında her bir uzva mahsus Selef-i Salihîn’den gelen bir takım duâların okun- masını müstehåb (Allah katında sevgili) görmüşlerdir.
ELLER YIKANIRKEN YAPILACAK DUÂ
الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي جَعَلَ الْمَاءَ طَهُورًا وَجَعَلَ الإِسْلَامَ نُورًا.»
“Elhamdü lillâhi’llezî ce’ale’l-mâe tahûran ve ce’ale’l-islâme nûran.”
Türkçe Anlamı:
“Bütün hamdler suyu temizleyici ve İslâm’ı nur kılan Allâh-u Teâlâ’ya mahsustur.”

AĞIZ YIKANIRKEN OKUNACAK DUÂ

AĞIZ YIKANIRKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ أَعِنِّي عَلَى ذِكْرِكَ وَشُكْرِكَ وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ، اللَّهُمَّ اسْقِنِي مِنْ حَوْضِ نَبِيِّكَ كَأْسًا لَا أَظْمَأُ بَعْدَهُ أَبَدًا.
“Allahumme a’inni alâ zikrike ve şükrike ve husni ibâdetik. Allahumme’skini min havdi nebiyyike ke’sen lâ azma’u ba’dehu ebeda.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allâh! Seni zikretmem, Sana şükretmem ve Sana güzel ibâdet edebilmem için bana yardım et.
Ey Allâh! Bana Peygamberinin Havz’ından öyle bir kâse içir ki, ondan sonra ebedî susamayayım.”
BURUNA SU VERİRKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ لَا تَحْرِمْنِي رَائِحَةَ نَعِيمِكَ وَجِنَانِكَ، اللَّهُمَّ أَرِحْنِي رَائِحَةَ الْجَنَّةِ وَلَا تُرِحْنِي رَائِحَةَ النَّارِ.
“Allahumme lâ tahrimni râihate naîmik ve cinânik. Allahumme erihni râihate’l-cenneti ve lâ turihni râihate’n-nâr.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allâh! Nimetlerinin ve cennetlerinin kokusundan beni mahrum etme.” “Ey Allâh! Bana cennetin kokusunu koklat; cehennemin kokusunu koklatma.”
YÜZÜ YIKARKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ بَيِّضُ وَجْهِي بِنُورِكَ يَوْمَ تَبْيَضُ وُجُوهُ أَوْلِيَائِكَ وَلَا تُسَوِدْ وَجْهِي بِذُنُوبِي يَوْمَ تَسْوَدُّ وُجُوهُ أَعْدَائِكَ
“Allahumme beyyid vechi bi nûrik yevme tebyaddu vucûhu evliyâik, ve lâ tusavvid vechi bi zunûbi yevme tesveddu vucûhu a’dâik.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allah! Dostlarının yüzü bembeyaz olacağı günde, nûrunla yüzümü ak et. Düşmanlarının yüzleri kapkara olacağı günde, günahlarım sebebiyle yüzümü karartma.”
SAĞ KOL YIKANIRKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ أَعْطِنِي كِتَابِي بِيَمِينِي وَحَاسِبْنِي حِسَابًا يَسِيراً.
“Allahumme a’tini kitâbi bi-yemîni ve hâsibni hisâben yesîra.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allâh! Defterimi bana sağ elimden ver ve beni kolay bir muhasebe ile muhasebe et.”
SOL KOL YIKANIRKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ لَا تُعْطِنِي كِتَابِي بِشِمَالِي وَلَا مِنْ وَرَاءِ ظَهْرِي وَلَا تُحَاسِبْنِي حِسَابًا شَدِيدًا.
“Allahumme lâ tu’tini kitâbi bi-şimâli ve lâ min verâ-i zahrî ve lâ tuhasibni hisâben şedîda.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allah! (Mahşerde amel defterleri uçuşurken) bana defterimi sol elimden ve arka tarafımdan verme ve beni şid- detli bir şekilde muhasebeye tutma.”

BAŞA MESHEDERKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ غَشْنِي بِرَحْمَتِكَ وَأَنْزِلْ عَلَيَّ مِنْ بَرَكَاتِكَ.
“Allahumme gaşşni bi-rahmetik ve enzil aleyye min barakâtik.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allah! Rahmetinle (acıman, esirgemen ve lütfun ile) beni kapla ve bereketlerini üzerime yağdır.”
KULAKLAR MESHEDİLİRKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ اجْعَلْنِي مِنَ الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ
“Allahumme ic’alni minellezîne yestemiûne’l-kavle fe yettebiûne ahseneh.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allâh! Sen beni, (insanların konuştukları) sözü dinleyip en güzeline uyanlardan kıl.”
BOYUN MESHEDİLİRKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ أَعْتِقُ رَقَبَتِي مِنَ النَّارِ وَاحْفَظْنِي مِنَ السَّلَاسِلِ وَالْأَغْلالِ وَالْأَنْكَالِ .
“Allahumme a’tiku rakabeti minen-nâr ve ahfazni min es-selâsili ve el-âglâli ve el-enkâl.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allâh! Boynumu cehennemden âzâd et ve beni zin- cirlerden, bukağılardan ve işkencelerden muhafaza et.”
SAĞ AYAK YIKANIRKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ ثَبِّتْ قَدَمَى عَلَى الصِّرَاطِ يَوْمَ تَزِلُّ الْأَقْدَامُ
“Allahumme sebbit kademeyye ala’s-sırâti yevme tezillu’l-akdâm.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allâh! Ayakların kayacağı günde iki ayağımı Sırat köprüsünden kaydırma.”
SOL AYAK YIKANIRKEN OKUNACAK DUÂ
اللَّهُمَّ اجْعَلْ سَعْيِي مَشْكُورًا وَذَنْبِي مَغْفُورًا وَعَمَلِي مَقْبُولاً وَتِجَارَتِي لَنْ تَبُورَ .
“Allahumme ic’al sa’yî meşkûrâ ve zenbî mağfûrâ ve amelî makbûlâ ve ticâretî len tebûr.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allah! Saʻyimi meşkûr (çalışmamı mükafatlandırılmış), zenbimi mağfur (günahımı bağışlanmış), amelimi makbul (kabûl edilmiş), ticaretimi lentebûr (kazancımı asla kesâda uğramayan bir ticaret) kıl.”
اللَّهُمَّ اجْعَلْ سَعْيِي مَشْكُورًا وَذَنْبِي مَغْفُورًا وَعَمَلِي مَقْبُولاً وَتِجَارَتِي لَنْ تَبُورَ .
“Allahumme ic’al sa’yî meşkûrâ ve zenbî mağfûrâ ve amelî makbûlâ ve ticâretî len tebûr.”
Türkçe Anlamı:
“Ey Allah! Saʻyimi meşkûr (çalışmamı mükafatlandırılmış), zenbimi mağfur (günahımı bağışlanmış), amelimi makbul (kabûl edilmiş), ticaretimi lentebûr (kazancımı asla kesâda uğramayan bir ticaret) kıl.”

ABDESTTEN SONRA OKUNACAK DUÂLAR
عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ تَعَالَى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : « مَنْ قَالَ حِينَ يَفْرُغُ مِنْ وُضُوئِهِ أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ لَمْ يَقُمْ حَتَّى تُمْحَى ذُنُوبُهُ حَتَّى يَصِيرَ كَيَوْمٍ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ
Osmân ibni Affân (Radıyallahu Anh) dan rivayete göre; Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Her kim, abdestini bitirdiğinde üç kere:
derse, anasının onu doğurduğu gündeki gibi bütün günahları silinmedikçe (o abdestinden) kalkmaz.”
(İbnü’s-Sünni, Amelü’l- yevmi ve ‘l-leyle, no: 29, 1/52)
) عَنْ أَبِي سَعِيدِ الْخُدْرِيِّ رَضِيَ اللَّهُ تَعَالَى عَنْهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ تَعَالَى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: « مَنْ تَوَضَّأَ فَأَسْبَغَ الْوُضُوءَ ثُمَّ قَالَ عِنْدَ فَرَاغِهِ مِنْ وُضُوئِهِ سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ ، أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ . اَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ » خُتِمَ عَلَيْهَا بِخَاتَمٍ فَوُضِعَتْ تَحْتَ الْعَرْشِ فَلَمْ يُكْسَرْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ. »
Ömer ibni’l-Hattab (Radıyallahu Anhidan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Her kim güzelce abdest alır, sonra (abdestini bitirdiğinde): ‘Ben şahitlik ederim ki Allâh-u Teâlâ’dan başka hiçbir ilâh yoktur. O tektir; hiç bir şerîki (ortağı) yoktur. Yine şahitlik ederim ki Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hiç şüphesiz O’nun kulu ve Rasûlüdür. Ey Allah! Sen beni son derece tevbe edenlerden eyle ve tam manâsıyla temizlenenlerden kıl’ derse, ona cennetin sekiz kapısı açılır ve böylece o kişi, istediği kapıdan girer.”
(Tirmizî, Taharet: 41, no:55, 1/78; İbnü Mâce, Taharet: 60, no:469, 1/159; Ahmed ibni Hanbel, el- Müsned, no: 13381, 3/265)
DUÂNIN OKUNUŞU
أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ ، اللَّهُمَّ اجْعَلْنِي مِنَ التَّوَّابِينَ وَاجْعَلْنِي مِنَ الْمُتَطَهِّرِينَ »
“Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh, ve eşhedu enne Muhammeden abduhû ve resûluh. Allahumme ic’alni minettevvâbîn ve ic’alni minel mutatahhirîn.”
عَنْ أَنَسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ قَرَأَ فِي إِثْرِ وُضُوئِهِ ﴿ إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ ﴾ مَرَّةً وَاحِدَةً، كَانَ مِنَ الصِّدِّيقِينَ وَمَنْ قَرَأَهَا مَرَّتَيْنِ كُتِبَ فِي دِيوَانِ الشُّهَدَاءِ. وَمَنْ قَرَأَهَا ثَلَاثًا حَشَرَهُ اللَّهُ مَحْشَرَ الْأَنْبِيَاءِ .»
Enes (Radıyallahu Anh)dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim abdestinin arkasından ‘İnnâ enzelna Sûresini bir kere okursa sıddıklardan olur, iki kere okuyan şehitler divanına yazılır, üç kere okuyanı ise, Allâh-u Teâlâ, peygamberlerin cem olduğu makama ulaştırır.”
(Gümüşhanevi, Râmûzu’l-Ehadis, shf: 438, No: 5463; Süyûti, Câmi’u’l- ehadis, no: 23450, 21/261)
Hacı Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhů) kendi Mushaf-1 Şerîfi’nin kenarına bu hadîs-i şerîfi yazmıştır.
KAYNAK: Cübbeli Ahmet Hoca / Abdest Duaları Risalesi