Süfiyye ve meşayıh hazaratının beyanları vech ile; Allah-u Te'ala idris (Aleyhisselam)a kırk ism-i şerif öğretmiştir. Fakat bu ism-i şerifler kendilerine şerh yazan Ebu'n-Necib es-Sühreverdi Hazretlerine intisap ile meşhur olmuşlardır. Bunlardan her biriyle yapılan duaya icabet çok çabuk olacağından her biri ism-i azam kabul edilmiş, mecmüuna ise Esma-i 'izam ismi verilmiştir.
Bu ismi şerifler ulema, evliya ve kutuplar nezdinde sürat-i tesirle meşhur olmuştur. Evliyaullahtan bir çoğu en yüksek makamlara sadece bu isimlerin bereketiyle vasıl olmuşlardır. Bu isimleri zikretmekle meşgul olanların üzerinde bu isimlerin bereketi süratle zahir olur. Ancak bunun şartı takvaya riayet ve halis niyettir.
Allah-u Te'ala bu isimleri idris (Aleyhisselam)a indirmiş, bunların bereketiyle kavmine karşı ona yardım etmiş, onu onların yanlış işlerinden kurtarmış, onlar da ona fman ve ittiba ederek felah bulmuşlardır.
Sonra idris (Aleyhisselam) göklere kaldırılınca Allah-u Te'ala bu ism-i şerifleri onun ümmetinde bırakmış, onlar da bu ism-i şerifleri okuyup istifadeye devam etmişlerdir. Birbirinden tevarüs yoluyla bu isimler isa (Aleyhisselam)a intikal etmiştir. O da bu ism-i şeriflerle ölüleri diriltmiş, körü ve alacayı iyileştirmiş ve bir nice mucize izhar etmiştir. On iki bin Yahudi kendisini öldürmek için bulunduğu yeri kuşattıklarında Allah-u Te'ala bu isimler bereketiyle onu göklere kaldırmıştır.
Böylece isa (Aleyhisselam)ın göğe kaldırılışından sonra Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gönderilinceye kadar dünya bu isimlerden half kalmıştır. Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ba's olunup gazalar başlayınca Hendek Muharebesi'nde Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) büyük sıkıntıya düşmüş, o zaman Allah-u Te'ala bu ism-i şerifleri Habfbine tekrar inzal buyurmuş ve bu ism-i şeriflerle gizlice dua etmesini emir buyurmuştur. Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de bu ism-i şerifleri okumuş, Allah-u Te'ala bu ism-i şerifler hürmetine kendisini ve eshabını kafirlere galip kılmıştır.
Bu ism-i şeriflerin faydası çok umümf olup insanların birçoğu bununla terakkner kazanmışlar, bu isimler hürmetine birçok kerametlere nail olmuşlardır. Bu isimler evliyanın silahıdır. Rasülüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu isimleri amcasının oğlu Ali ibn-i Ebf Talib (Radıyallahu Anh)a öğretmiş, o da bu isimleri Hasan-ı Basrf (Radıyallahu Anh)a talim etmiş, sonra insanlar bu isimleri birbirinden alarak bu isimler bize kadar vasıl olmuştur.
Ancak bu isimleri öğrenenlerin cahillerden, çoluk çocuktan ve bidatçılardan bunları koruması, dinine, diyanetine ve sıyanetine (muhafazakarlığına) güvenmediği kimselere bu isimleri açıklamaması lazımdır.
Bu isimleri okuyacak kimseler ilk önce niyet ve ftikatlarını güzel yapmalıdırlar. Zira hadfs-i şerifte "Ameller niyetlere göredir, herkes için niyet ettiği şey vardır" (Buharı, Bedü'l-halk:1) buyrulmuştur.
insan ihlaslı bir niyetle bu isimlerden birini zikretse anında kabul görür, lakin ilk başta en az yüz kere tevbe, istiğfar ve salavat-ı şerife okumalıdır. Allah-u Te'ala güzel amel işleyenlerin ecrini zayi etmeyecektir.
Evet! Olmuş ve olacak şeyler hakkında kalem kurumuştur. Lakin Allah-u Te'ala senin hakkında bir iş murad ederse, seni o işe dua etmen için harekete geçirir. Hakikatte Muharrik olan Fa'il-i Muhtar ancak Allah-u Te'ala'dır. Fakat sen bu zikirlerle meşgul olup da kabul eseri görmezsen, sakın Rabbin hakkında kötü düşünme, çünkü O sana kendi murad ettiği zamanda icabeti tazmin etmiştir, senin istediğin zaman değil. icabet kaçınılmazdır lakin ilm-i ezelfde bunların vakti saati vardır. Allah-u Te'ala bazen istenilenin aynı ile icabet buyurur, bazen de farklı bir yolla icabet buyurur. Çünkü Allah-u Te'ala bütün gaybları hakkıyla bilen Allamu'l-ğuyübtur, O senin karını senden iyi bilir. (Allame Şeyh Muhammed et-Tunusı, erRavzatü's-sündüsiyye fi'l-esmai'l-ldrısiyyeti's-Sühreverdiyye, sh:2-5)
Süfiyye ulemasının bir çoğu bu ism-i şeriflerin başında okunan ism-i şerifin, sonunda da zikredilmesi gerektigini açıklamışlardır ki, en doğru görüş budur. Biz de inşallah buna riayet edeceğiz.
TÜRKÇE MANASI : "Tenzih sana! Ey her şeyin Rabbi, ardında kalacak varisi, rızıklandıranı ve acıyanı! Senden başka hiçbir ilah yoktur, bütün noksan sıfatlardan tesbih sana!"
TÜRKÇE OKUNUŞU: Subhâneke lâ ilâhe illâ ente yâ rabbe külli şey in ve vârisehû ve râziqahû ve râhimehû subhânek.
Erbaini İdrisiyye 1. (Birinci) İSM-İ ŞERİF:
BU ISM-I ŞERiFiN BAZI HAVASSI:
1) Sühreverdi (Rahimehullah)ın beyanı vech ile: "Her kimin yöneticiler, valiler ve hükümdarlar nezdinde görülmesini istedigi bir işi varsa, bu ism-i şerffin zikrine devam ederse maksadına erişir. Bunu yapmak istedigi zaman, işi düştügü kimsenin karşısında durup bu ismi on yedi kere okur ve belli etmeyecek bir şekilde ona dogru üfler. Bu kişi onun düşmanı da olsa bu zikrin bereketiyle o kişiyi sevmeye ve acımaya başlar.
2) Her kimin, birinin yanında dünyalık bir işi varsa, bu ism-i şerffi pazar günü kalbinde olan niyet üzere yirmi dört defa okuyup o adamın yanına giderse o işi görülür.
3) Her kim bu ismi yirmi gün aç karnına okursa, en derin meseleleri anlayacak bir zihne sahip olur.
4) Hapse düşen kişi bu ism-i şerili cuma namazından sonra yüz kere okursa hapisten çıkar, aynı şekilde hasta olan okursa şifa bulur, dara düşen biri okursa musibeti açılır. (imam-ı Zerruk, Şerhu Esmaillahi'l-hüsna sh:24-25)
5) Bu ism-i şerffin havassından biri de şudur; her kim bu ism-i şerffi ölünün kefenine yazıp onunla birlikte defnederse, Allah-u Te'ala bu meyyitin lisanını sorgu-sual meleklerinin cevabıyla konuşturur, o kişi mezarında korkmaz, dehşete kapılmaz. Allah-u Te'ala kabrinde ona cennetten bir pencere açar, kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe yapar.
Bu rivayetle amel etmek isteyen kişi önceden kefenini hazırlamalı, Zemzemle yıkamalı, bu ism-i şerıfi yazdırmalı ve yakınlarına da bu kefenin yerini öç}reterek vasiyette bulunmalıdır.
6) Her kim bu ism-i şerffi zorba bir kişinin yanında yetmiş kere okursa, o kişi gayr-i ihtiyarı olarak onu sever.
7) Her kim bu ism-i şerffi cuma gününün ilk saatinde yüz altmış beş kere bir yiyecek üzerine okur da, eşi gibi kendisini sevmesini istedigi bir kişiye yedirirse o kişi onu sever.
8) Kendisine itaat etmeyen bir kişinin itaatını celbetmek isteyen kimse gusül abdesti alıp temiz elbise giydikten sonra bu ism-i şerffi sahih bir kıraatla (dogru bir okuyuşla) yenilecek cinsten bir şey üzerine yüz yirmi bir kere okur ve o kişinin onu yemesini saglarsa anında o kişinin kendisine itaatı vaki olur.
9) Bu ism-i şerffi çok zikreden kişiye Allah-u Te' ala bütün işlerinde lütfuyla muamele yapar, ona herkes nezdinde makbuliyet ihsan eder ve kendisini tehlikelerden kurtarır.
(Allame Şeyh Muhammed et-Tunusi, erRavzatü's-sündüsiyye fi'l-esmai'l-ldrisiyyeti's-Sühreverdiyye, sh:8, Şihabüddin es-Sühreverdi, Şerhu'l-esmai'l-erba'in, Yazma Nüsha, Ayasofya, no:377, Ayasofya, no:3358, Yazma Bağışlar, no:2773)
Kaynak: Arifan Dergisi Ocak 2010
Erbaini İdrisiyye ilgili Konular: