AHİDNAME DUASI VE FAZİLETİ
Ebû Bekir es-Siddik (Radıyallâhu Anh) dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Her kim, namazlardan selâm verdikten sonra şu kelimeleri söylerse, bir melek onları bir sayfaya yazıp mühürledikten sonra kıyamet gününe kadar (açılmamak üzere göğe) kaldırır. Allâh(u Teâlâ) o kulu kabrinden dirilttiği zaman, o melek o sayfayla beraber gelerek:
“Bu ahidlerin ehli (bu sözleşmelerin sahipleri) nerededirler? (Gelsinler ki) ahidleri kendilerine teslim edilecektir.” diye nidâ eder. O kelimeleri şöyle söylersin: “Ey gökleri, yerleri yoktan yaratan, gizli ve âşikâr her şeyi bilen, Rahman ve Rahîm olan Allah! Şüphesiz ki ben, şu dünya hayatında kesinlikle, Senin, Kendisinden başka hiç bir ilâh bulunmayan, tek olup hiç bir ortağı olmayan Allah olduğuna, Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve sellem)in de hiç şüphesiz Senin kulun ve rasûlün olduğuna dair (sebat edeceğim diye) Sana söz veririm. Artık Sen beni nefsime bırakma! Çünkü Sen, beni nefsime terkedersen o beni şerlere yaklaştırır, hayırlardan uzaklaştırır. Muhakkak ki ben ancak Senin rahmetine güveniyorum, o halde Sen rahmetini, kıyâmet günü bana ödeyeceğin bir ahid (yerine getirilecek söz) yap. Şüphesiz ki Sen sözü bozmazsın.” (Hakim Tirmizi, Nevádiru’l-Usûl, bab: 174, 2/272)
AHİDNAME DUÂSI ARAPÇA OKUNUŞU:
اللَّهُمَّ فَاطِرَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ ، الرَّحْمَنَ الرَّحِيمَ ، إِنِّي أَعْهَدُ إِلَيْكَ فِي هَذِهِ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا أَنَّكَ أَنْتَ اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلا أَنْتَ وَحْدَكَ لا شَرِيكَ لَكَ وَ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُكَ وَرَسُولُكَ فَلَا تَكِلْنِي إِلَى نَفْسِي فَإِنَّكَ إِنْ تَكِلْنِي إِلَى نَفْسِي تُقَرِّبْنِي مِنَ الشَّرِّ وَ تُبَاعِدْنِي مِنَ الْخَيْرِ وَ إِنِّي لَا أَثِقُ إِلَّا بِرَحْمَتِكَ فَاجْعَلْ رَحْمَتَكَ عَهْدًا لِي تُؤَدِّيهِ إِلَيَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ . »
AHİDNAME DUÂSI TÜRKÇE OKUNUŞU:
Allâhümme fâtırassemâvâti vel ardı âlimel ğaybi veşşehâdeh. Errahmânerrahîm. İnnî a’hedü ileyke fî hâzihil hayâtiddünyâ enneke entallâhu lâ ilâhe illâ ente vahdeke lâ şerîke lek. ve enne Muhammeden abdüke ve rasûlük. Felâ tekilnî ilâ nefsî feinneke in tekilnî ilâ nefsî tüqarribnî mineşşerri ve tübâidnî minel hayri ve innî lâ esiqu illâ birahmetike fec-al rahmeteke ahden lî tüeddîhi ileyye yevmel qıyâmeti inneke lâ tuhliful mîâd.
İmam Ahmed (Rahimehullâhın İbni Mes’ûd (Radıyallâhu Anh) dan rivâyetine göre: “Allâh-u Teâlâ kıyamet gününde meleklerine:
قَالَ اللهُ لِمَلَائِكَتِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ : « إِن عَبْدِي قَدْ عَهِدَ إِلَيَّ عَهْدًا فَأَوْفُوهُ إِيَّاهُ » فَيُدْخِلُهُ اللَّهُ الْجَنَّةَ
‘Şüphesiz şu kulumun Benim yanımda bir ahdi vardır, o sözümü ona îfâ edin (yerine getirin)’ buyurur ve (bu ahidnâmeyi herhangi bir zaman diliminde okuyan) o kulunu cennetine girdirir.”
(Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no: 3916, 1/412