İki Bayram Gecesini İbadetle İhya Etmek
1) Bayram gecesi ihyası müstehab olan gecelerdendir, dolayısıyla o gece bu namazla, tesbiti etmekle, Kur ‘an-ı Kerim okumakla, zikir ve duâ ile ihyâ edilmelidir. Rasülüllâh 4, bayram gecelerini ibâdetle ihyâ edenlerin kalplerinin ölmeyeceğini ve iman nurları-nın sönmeyeceğini vaad etmiştir.
Zeyd ibni Abdirrahmân ibni Esved (Radıyallahu Anh) Ramazan Bayramı gecesini ihyâ ederken “Bu gece insanların gafil olduğu bir gecedir.” diyerek teravih namazının bitmesi nedeniyle bayram gecesi insanların cemaatle namazdan ve zikirden gaflet ettiklerine dik-kat çekmiştir. (İbnü’l-Cevzi, Kitabu’n-Nür fi fezaili’l-eyyâmi ve’ş-şühür, Süleymaniye Kütüphânesi, Nâfiz Paşa Kısmı, no:329, verak:24)
Bayram gecelerini, Allâh-u Te`alâ’yı zikretmek, namaz kılmak ve diğer ibâdetlerle ihyâ etmek müstehaptır. Bu husustaki delilimiz Ebû Ümâme (Radıyallahu Anı,)clan rivâyet edilen bir hadis-i şeriftir ki, Rasülüllâh bu hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
“Her kim sevabim Allâh-u Te`âlâ’dan umarak bayram gecelerini (ibâdetle) ihyâ ederse, (âhireti unutup dünyâya bağlanmakla) kalplerin öldüğü gün onun kalbi öl-mez.” (İbnü Mâce, es-Sıyarn:68, no:1782, 1/567) Alimler bayram gecelerinin ne kadarlık bir zamanının ibadetle geçirileceği hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bu hususta en sağlam görüş, gecenin büyük bir kısmının ibadetle ge-çirilmesidir. Ayrıca “Muayyen bir vakit içerisinde geceleyin kalkıp ibâdet edilmekle de o gece ihyâ edilmiş olur.” diyen alimler mevcuttur. Burada geçen “Kalbi ölmez.” ifâdesi “Kâfir olmaz.” demektir. Bu mânâ Enam Süre-si’nin, yüz yirmi ikinci âyet-i kerimesinde geçen:
“O kimse ki (kafirlik döneminde) ölü (gibi) biriyken Biz (iman nasib ederek) onu di-riltmişiz.” (En’am Stıresi:122’den) kavl-i şerifinden alınmıştır. Zira burada ölü kabül edilen kâfirin imânla diriltilmesi konu edilmektedir.
Bazılarına göre de, kalbin ölmemesi dünyayı sevmemesi, dünyayı âhirete tercih etme-mesi demektir. Nitekim Rasülüllâh :
“Ölülerle birlikte oturmayın.” (Seyyid Zade, Şerhu Şir`ati’l-Islam, sh:147) buyurmuştur ki bu-nun manası: “Kalbi ölü olan dünyacı zenginler ile birlikte oturmayın.” diye şerhedilmiş-tir. Bazı ulemâ kalbin ölmemesini ölüm halinde, kabirde ve kayamette hayrette (şaşkın halde) kalmaması ve zarara uğramaması şeklinde açıklamışlardır.