BİTKİLERİN HİKMETİ
CENİYYE BİTKİSİ
Avamlar bu bitkiye Zevliye derler. Bu bitki her yerde biter. Bunun Difle gibi yaprakları vardır. Bu bitkiyi gören kimse onu Difle zanneder. Faydalı olanın özelliği ise yapraklarında yağ gibi sıvısı olandır.
Bu bitkiyi alıp gümüş bir dirhemle beraber gölgede kuruttuktan sonra, yumurtanın beyazı ile karıştırıp, kuruyana kadar beklet. Daha sonra onu alıp Bal’a veya Tavuk yumurtasının beyazına at. Eğer bu bitkinin sütü kırmızı ise kurşunu ısıt. Eğer sütü beyaz ise demiri ısıt. Adı geçen bitkinin bulunduğu balın içinde demiri söndür ve bak. Demiri gümüş olarak bulursun. Böylece aynı şekilde has kurşunu ve normal kurşunu söndürürsen, Kurşun Altına dönüşür. Ama amellerin neticelenmesi için bu bitkinin kaideleri vardır.
1. Yerden bu bitkiyi sökerken konuşmamalı,
2. Bitkinin aslını taharet üzere tutup taşımalıdır,
3. Madenlere atarken, senden başka hiçkimse görmemeli,
4. Bu özelliklerin sonunda sana şart ettiklerimdir. Bitkilerin çerçevesinde olan şeyler bu özelliklerdir. Yoksa amelin hayal gibi olur.
FARE KULAĞI OTU
Bu bitkiye doğulular Ledune derler. Bizim yanımızdaki ismi ise
Üzünül fa’r (Fare kulağı) dır. Bu ot, Koyunlu, Keçili ve İnekli olarak üç çeşittir.
Koyunlunun yaprakları yaratılışında, Farenin kulağına benzer. Difle yaprağı gibi üçgen olup, boyu biraz yüksek ve cevher gibidir. Güzel kokulu olup, uzunluğu bir karış ve tabanındada yağ vardır. Yaprakları dışarıdan kırmızıya meyillidir. Bundan küçük karıncalar çıkar. Bu bitkiyi bulduğunda gümüşten dirhem ile söküp, gölgede kuruyana kadar beklet. Bu Kimyanın katığıdır.
Eğer bu bitkiden, Oğlak derisine bir miktar atarsan, pişerken çoğalıp kimya üzerine iner.Onda bulunanı çoğaltmakla sonsuzluğa dek yükselir. Bunun sırrı kimse konuşmadığı müddetçe kesilmez. Bu bitki bazen bahçelerde hasat zamanı bulunur. Biz bu bitkiye ait birçok sırlar gördük.
Ey Talib! Sen bu sırları iyi anla. İrşad olursun.
SENT OTU
Doğulular bu ota Sent derler. Mağribliler yanındada Ğazaliye denir. İnsanların çoğuda bu ota Renaye ismini vermiştir.
Bu bitkinin yaprakları zeytin yaprağı gibi olup, Reyhan yaprağı gibi birbirine bitişiktir. Bu ot yerden işaret parmağı uzunluğunda çıkar. Maviye meyilli, beyaz ve mavi nuru vardır. Birkaç dal (dört, beş veya daha az) üzerine biter. Bu bitkinin yanında başka bir bitki bitmez. Sadece dağlarda ve külli topraklarda bulunur. Bunun dibinden büyük ve küçük karıncalar çıkar. Hayvanlar bu bitkiden yediği zaman, bu bitkinin özelliğinden dolayı dişleri gümüş gibi parlar. Bu ot çoğu yerlerde bulunur.
Bu bitkiyi kullanmanın şekli: Bu otu alıp gölgede kuruttuktan sonra, bir çömleğin içine koy. Çömleği zevalden ertesi günkü zeval vaktine kadar beklet. Ama bitkiyi kuruttuktan sonra yumuşakça döv ve yumurtanın akı ile karıştırdıktan sonra çömleğin içine koy. Ertesi gün çömleği açtığında bunları civa olarak bulursun. Bu civa herhangi bir civa ile birleşir ve birleştikten sonra, ihtiyacı olan tek şeyde tahlildir. Buda nefes alan canlıların gıdasıdır.
Adı geçen bitki ile karışık olan civadan bir dirhemi bir ratıl () Bakırın üzerine dökersen, Bakır Gümüş olur. Ayrıca Hay ve Revbas’a muvafıktır. Böylece saf Kurşuna da muvafıktır. Bütün illetler bundan çıkar.
BİSATÜL MÜLÜK OTU
Bu bitki çok meşhur olup, buna Bisatül mülük (Koç boynuzu) denir. Bu bitkiyi Pazartesi günü sabahleyin gümüşten bir levha ile koparıp, gölgede beyazlaşıp kuruyana kadar beklet. Sonra bitkinin miktarı kadar Hüleylici kabuli karıştır. Bu ikisini Bal ile karıştırdıktan sonra ser. Daha sonra bir çömlek içerisine bu eczayı koyup, çömleğide ateş üzerine koy. Ecza buğulaştıktan sonra çömleğin içine bir dirhem Gümüş ve on Ratıl (4.225) Bakır koyarsan bunu saf gümüşe çevirir. Sen! İyi anla.
ANDELAN AĞACI
Bu ağaca Andelan derler. Türk’lerin yanında bu ağacın ismi Kernek’tir. Bu ağaç ne dağlarda nede soğuk yerlerde biter. Sadece deniz yakınındaki sıcak yerlerde biter. Bu ağaç Tilmisan, Türk ve Rum beldelerinde yetişir. Bu ağaç, Sicilliha, Dera vadisi ve deniz sahillerinde de bulunur. Bu ağacın boyu insan boyu kadar olup, bazen daha da uzundur. Dalları beyaz olup, yaprakları büyüktür. Yaprakları İncir yaprağının büyüklüğüne benzer. Çok beyaz sütü vardır. Kuruduğu zaman dalının ortasında yün olur. İnsanlar bu yünü kandil yakmakta kullanır.
Sen bu ağacı bulmuşsan sütünü al. Aynı miktarda Hüleylici kabuli dövüp, ikisini karıştırdıktan sonra ser. Daha sonra yeni bir çömleğe bu eczayı koyup, çömleğide ateş üzerine bırak. Üzerinede Andelan sütünü dök. Çömleğin içindeki eczanın bir dirhemi taş olana kadar ateşin üzerinde beklet. Bunu dokuz Ratıl(gizli) Bakıra koyarsan, Bakır Gümüş olur. Sen Anla! İrşad olursun.