Hastalık Büyüsü Belirtileri.
- Organlardan herhangi birinin tutulması,
- Alışılmışın dışında sık sık hastalanılması,
- Birkaç gün süreyle felç olunması ve bunun her ay tekrarlanması,
- Dil tutulması,
- Görme bozukluğu.
Hastalık Büyüsü Tedavisi:
Bu tür büyülerin çok dikkatli teşhis edilmesi gerekir. Aksi halde tedavi uygulayan kişi normal organık hastalıklarla büyü veya cin çarpması sebebiyle husule gelen hastalıkları birbirine karıştırabilir. Tedavi uygulayan kişi rukyeyi okurken vücudun hasta olan bölgesine dikkatle bakmalı, meydana gelecek hareketleri iyi gözlemeli, hastaya parmak uçlarında uyuşukluk veya titreme hissedip hissetmediğini, mide bulantısı olup olmadığını sormalıdır.
Eğer bu tür belirtiler yoksa hasta tıp doktorlarına havale edilmelidir. Eğer epilepsı varsa tedavısı daha önce belirttiğimiz şekilde yapılır. Epilepsi yok da sadece vücutta bazı değişiklikler hissediyorsa, aşağıda vereceğimiz ayetler bir kasede kaydedilip her gün üç defa dinlenilir:
- Fatiha suresi
- Ayetel-kürsi
- Cin suresi
- Duhan suresi,
- İhlas suresi,
- Felak suresi
- Nas suresi.
Şayet hastalık geçmezse bir miktar çörek otu yağı üzerine aynı ayetler okunur ve şu ayetler ilave olunur.
Ayrıca şu rukye de ilave olunur.
1- Bismillahi, erkıyke vallahi yüşfike min külli dain yüezzıke ve min külli nefsin ev aynın haside, Allahu yüşfık.
2- İzheb il-be’s rabbunnas veştı enteşşafi la şifae illa şifaek şifaen la yugadir sakma Bu tedaviye bir ay devam edilmeli. Allah’ın izniyle hastalık geçecektir.
Hastalık Büyüsü Örnek
Bir gün bazı tedavi uygulayan arkadaşların bulundukları ve hasta kabul ettikleri bir eve gelmiştim. Arkadaşlardan birisi kadını dövüyor ve cine çıkmasını emrediyordu. Birden kadın bağırarak gözlerinin kör
olduğunu belirtti. Kendini yere atıp ağlamaya başladı. Tedavi uygulayan arkadaş şaşırmıştı. Bu ev birkaç
odadan ibaretti ve bir odada bana tahsis edilmişti. Hastayı odama almalarını söyledim. Kadını odama getirdiler. Kocası da yanındaydı.
Sakallı biriydi.
– Ben filan caminin hatiplerindenim, diye anlatmaya başladı.
– Bir süre önce karım başörtüsünü çıkarıp attı. Kendisine dekolte kıyafetler almamı istedi. Bu isteğini reddettiğimde güçlü bir ifrit bedeninde şekillenerek karımı boşamazsam daha önce başkalarına yaptığı gibi beni de rezil edeceğini, kendisinin mecüsi olduğunu söyledi.
– Ne yaptın peki? İstediği dekolte kıyafetleri altın mı? diye sordum.
Ağlayarak konuşmasını sürdürdü:
– Hayır ama bu ifrit onu elbiselerini soyunup, iç kıyafetleriyle komşu oğlunun bulunduğu odaya saldırmaya azmettirdi. Bu hareketi beni küplere bindirdi ve ağzımdan “boşsun” lafının çıkmasına sebep oldu. Ancak tekrar gidip kendisini getirmek istediğimde aynı ifrit ortaya çıktı ve bağırarak onu kör edeceğini söyledi. Gerçekten üç gün süreyle gözleri kör oldu. Bir başka defasında bütün vücuduna felç girdi. Sara nöbetleri ortaya çıktı. Sazan dışarda bağırıp karıma benim için şu şu günahları işlemezsen seni herkese rezil edecek işler yaptırırım ve sen farkına bile varmazsın diyordu.
Buraya gelirken de yine yolda bütün vücuduna felç indi. Ama yoldan geçenlerin bile dönüp bakmasına
sebep olacak şekilde yüksek sesle Kur ‘an okudum. Bilmiyorum şimdi ne yapacağım? Onu bu ifrite
bıraksam çocuklarım var. Biliyorum kı bu ifrit onu kotu yola sürükleyecek ve fahişe yapacak. Ben rukyeyi okumaya başlamadan ifrit ortaya çıktı ve aramızda şu konuşma geçti.
– Eğer buradan uzaklaşmazsan kadını tamamen felç ederim, dedi.
– Kafir olarak ölmektense Müslüman bir kadın olarak ölmesi benim nazarımda yeğlenecek bir şeydir, cevabını verdim.
– Sen ne karışıyorsun bu işe?
– Senin yakılman veya ölmen için Allah beni buraya gönderdi.
Hemen Allah’a dua edip, beni bu ifrite karşı güçlü kılmasını niyaz ettim. İfrit bedeni felçli bir halde terk etti. Ayrıca kadın hala görmüyordu. Bir miktar, kumaş parçası alarak üzerine Saffat suresinin ilk on ayetini yazdım. Sonra kumaşı ateşte }akıp kadının burnuna yaklaştırdım. Titreyerek ayağa kalktı. Bize saldırmaya kalkıştı ve konuşmaya başladı:
– Şeyh: diye bağırdı. -Sana öyle işkenceler yapacağım ve bedenine öyle bir gireceğim ki.
Sakıncası yok. Benim istediğim de bu. Hemen yakalayıp vurmaya başladım. Bir yandan da Kur’an okuyor ve azap ayetlerini tekrarlıyor, yüksek sesle ezan okuyordum.
Yanımda bulunan arkadaşlardan birine bir miktar suya okumasını, bu suyu hastanın gözlerine zorla akıtıp, ayrıca içirmemiz gerektiğini bildirdim.
O an “Bırakın beni! Bırakın beni! Çıkacağım, bırakın: diye bağırmaya başladı. Allah onu yakmak konusunda kalbime bir ilham verdi ve cinleri yakan ayetleri okumaya başladım. Yanarken “Bırakın, ayaklarım yandı, bir daha kimseye kötülük etmem” dediyse de dinlemedim ve bir süre sonra sesi boğulup kayboldu.
Bir dakika kadar sonra odayı bir sessizlik kapladı. Zavallı kadın ağlayarak “Çok güçlü adamlar bu cini yakıyorlardı. Son nefesini verinceye kadar da onu bırakmadılar!” diye anlattı. Böylece tedavi işine yeni başlayan arkadaşlar da gözlerinin önünde meydana gelen bu olay sayesinde bir takım cinlerin bazı organlara ne denli tesir ettiklerine şahit olmuş oldular.
Hastalık Büyüsü İçin Başka Örnek:
Bir başka tedavi merkezindeyim. Hastayı omuzlar üzerinde taşıyarak getirdiler. Kuveyt’i işgalden kurtarma savaşına katılan askerlerden olduğunu, babasının onu hava alanında bisikletli sandalye üzerinde karışladığını, doktorların organ teşhisi koyduklarını anlattılar.
Hemen rukyeyi okudum. Cin bağırarak göründü.
– Adın ne?
– Muhammed.
– Madem Müslümansın, neden bu bedene girdin?
– Bu asker savaş sırasında korkunç manzaralar gördü. Bir defasında öyle bir bağırdı ki, yanan cesetler arasında dolaşmakta olan beni bile korkuttu. Ben de onu çarptım ve üç saat süreyle baygın kaldı. Sonra kendine geldi. Ben o an ayaklarındaydım ve yürümesine mani oluyordum.
Yaptığının kötülük olduğunu, bir Müslüman cine yakışmadığını belirterek sağ ayak parmağından çıkmasını söyledim. Ayrıca bir daha da böyle bir işe kalkışmaması konusunda söz aldım. O dışarı çıktığında asker yüksek bir sesle bağırdı ve ayağının çok acıdığını söyledi. Ayağa kalkmasını istedim. Gerçekten de kalkmayı başardı ve tekbir getirdi.
Büyü ve Tedavi İlgili Konular: