MURADINA ERMEK VE NASIL ERECEĞINI RÜYADA GÖRMEK İÇİN OKUNAN VE RASULULLAH (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)İN HER GÜN OKUDUĞU RİVÂYET OLUNAN EŞSİZ BİR DUA
(Akaid Metni’nin sahibi) İmam Necmüddin en-Nesefi (Rahimehullâh) senedini tek tek sayarak Yusuf ibni Ya`küb ibni Süleymân (Radıyallâhu Anh)a dayandırdığı bir isnad ile onun şöyle anlattığını zikretmiştir: Kendisinin Rasülüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)den on yaş büyük olduğunu ve yaşının çok ilerlemiş olduğunu bildiren Vâdiye (Radıyallâhu Anhâ) Şam topraklarının serhad boylarında bulundu-ğum bir sırada bana: “Ben Rasülüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in bu duayı her gün okuduğunu işittim ve bunu Rasülüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)den ezberledim” diye anlattı ki o dua da şudur:
“Allah’ın adıyla (duama başlarım) ki, bütün başlangıçlar âhiretin ve dünyanın Rabbi olan, en yüce göklerde dahi Kendisi için bir nihai nokta bulunmayan o Allah’ın ismiyle (olursa mübarek kabul edilmekte)dir. Rahmân (şekilden münezzeh olarak, şanına layık olacak vechile) Arş’a istiva etmiştir. Ey lütufları büyük olan, nimetleri daim olan, düşmanları kahreden, rızkını (yaratıklarına) lütfederek acıyan, lütufkar muâmeleleriyle tanınan, hükümlerinde adil olan, mülkünde (cereyan eden her şey hakkında) alim olan, acıyanların en merhametlisi olarak Rahim olan, bütün alimlerden daha ziyade bilen, bütün bağışlayanlardan daha çok bağışlayan, tüm görenlerden daha çok gören, peygam-berlerin sahibi olan ve her dilediğine hakkıyla kadir olan Allâh! Hamde layık olan o yüce padişahı, o ulu Arş’ın sahibini, her dilediğini hakkıyla yapam, Rablerin Rabbini, sebeplerin sahibini, ileri geçenlerin en ilerisini, rızıkları vereni, mahliikatı yaratanı, dilediklerini yapmaya güçlü olanı, takdir edilen her şeyin mukaddirini, kahredilmeye layık olanların kahirini, haşr ve neşr gününün adilini, ilahların ilihını, vaki’a (kıyamet) gününün yegâne mâlikini (bütün noksan sıfatlardan tenzih ve) tesbih ederiz ki o çok acıyandır, ziyade bağışlayandır, hiç acele etmeyendir, şükürleri hakkıyla kabul edendir.
O büyük Arş’ın Rabbi hamdolsun. O evveli olmayan, ezell olan, Arş’ın ve gölderin yara-tıcısı, rahmetli padişaha hamdolsun ki o, hakkıyla işiten ve ziyade bilendir. Tevbeleri kabul eden, iyi amellere teşekkür eden ve acele ceza vermeyendir, en öncedir, en sonradır, (eserleriyle) görünendir, (Zatlyla) gizlidir, süreklidir, hayvanlara rızık verendir, lütuf sahibidir, belaları engelleyendir, hastala-ra şifa verir, hatakarlan bağışlar, (günah işleyip) kaçanları (hemen cezaya çarptırmayıp) görmezden gelir, sâlih kullları sever, nâdim (pişman) kullannın tevbesini kabul eder, günahkârlan(n suçlarını) örter ve korkanlara güvence verir. Biz Seni tesbih ederiz, Senden başka hiçbir ilâh yoktur, Sen kerem sahibisin, ibadet olunmayı hak edensin, hataları çokça bağışlayansın, ayıpları örtensin, şükürleri kabul edensin, ceza vermekte acele etmezsin, (her şeyin sınırlarını ve) hadleri(ni) bilensin, otları ve ağaçları yerden bitirensin, (toprağa atılan) tanelerin (çürümeyip yeşermelerinin) sahibisin, mahlükattan müstağnisin (ihtiyaçsızsın), rı-zıkları taksim edensin, gayb (gizli)leri çok iyi bilensin. Sen öyle bir Zatsın ki mislin (benzerin) yoktur ve Senin böyle olduğun şahitlidir (ispatlıdır), gizli-yi-aşikan ve kalplerde (gizli) olanları bilirsin, günahlarda boğulduktan sonra asileri affeden Sensin, Sen ki her şeyi kudretinle yarattın ve nihayet her şey mensfibiyetiyle (tabi olduğu ve bağlı bulunduğu dine ve imama göre) Sana dönecektir. Sen benim günahımı mağfiret et ve hâcetimi yerine getir, nitekim Sen ‘Bana dua edin size icabet edeyim’ buyurdun, Senin vaadin (sözün) doğrulanmıştır, Sen beni sıkıntıdan, denten, darlıktan, zor-luktan, zahmetten ve meşakkatten kurtar. Sen her belaya düşenin yardımcısısm, Sen ki qtahmetim-den ümit kesmeyin’ buyurdun ve Sen bu sözünde asla yalanlanmadın. Sen beni dünya afetlerinden, mahşerin ve kabirlerin korkusundan muhafaza eyle. Ey benim Mevlâm! Sen beni dünyada ve vaad edilmiş olan (kıyamet) gün(ün)de yaratıklarının gözü önünde rezil etme. Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, tekbir Ona mahsustur, Allah’a çokça hamdolsun, Onun zıddı yoktur, Onun ortağı yoktur, Onun benzeri yoktur, Onun nihayeti yoktur, Onun sınırları yoktur, Onun misli yoktur, Onun dengi yoktur, mülkünde Onun şeriki yoktur, Onun vezin yoktur. Ya Aziz, Ya Aziz, Ya Aziz (ey ulu ve kavi)! Yâ Allâh, Yâ Allâh, Yâ Allah! Senden umduğum şey-leri (nasıl elde edeceğimi) rüyamda bana göstermeni Senden istiyorum. Benim günahlarımı mağfiret ederek bana ikramda bulun, şüphesiz ki Sen dilediğin her şeye güç yetirensin. O büyük Allah’ın yardımı olmadan hiçbir günahtan dönüş ve hiçbir ibâdete kuvvet yoktur. Yâ Hannân (ey çok acıyan)! Yâ Mennân (ey çok bağış yapan)! Yâ Burhân (ey yol gösteren)! Ey celal, cemâl, behâ, azamet, senâ (övgü) ve ikram (heybet, iyilik, güzellik, büyüklük, övgü ve lütuf) sahibi (olan Allah)! Şüphesiz ben şehadet ederim ki Allah-u Te`ala her şeye hakkıyla gücü yetendir ve şüphesiz Allah-u Tetala her şeyi ilmiyle gerçekten kuşatmıştır. Yine şahitlik ederim ki (mekân-dan münezzeh olan) keremli Zatının hâricinde kalan, Senin Arşının altından yerlerin dibine kadarki tüm mabudlar bâtıldır (kendisine tapınılan her şey boştur). Ben Sana iman ettim, Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Ey benim Mevlâm! Kıyamet gününün tüm kötülüklerinden ve korkularından beni kurtar. Ben Sen-den cömertliğin, ululuğun, keremin, saltanatın, büyüklüğün, acele etmemen ve bağışlaman hürmeti-ne isterim, yine o gayb ilminde gizlenmiş ve Senin katında yazılmış olup kendisiyle Senden bir şey istendiği zaman kabul etmek Senin üzerine (aldığın bir) hak olan o ismin hürmetine ve yine o büyük, o en büyük ismin, en yüce itibann, iyi ya da kötü kimsenin kendilerini geçemeyeceği o kurtarıcı, koruyucu, seçilmiş ve tastamam olan mübarek kelimelerin hürmetine ve bir de: `Sen, Kendisinden başka hiçbir Hah bulunmayan Allahsın, teksin, ortaksızsın’ (şeklinde varid olan) ism-i (azanu)n bahşı için Senden dilerim ki Efendimiz Muhammed’e sallı edesin ve hacetimi yeri-ne getiresin. Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle (bu duamı kabul eyle. :Amin!)” (Necmüd-din Ömer en-Neseri, el-Kand fi zikri Ulemai Semerkand no:325, sh:204-206)
Kaynak: Lalegül Dergisi, Şubat 2016